Author(s): Emma Welsh
Translator(s): Fethiye Sevimli, Hikmet Geckil
Işık yayan denizanaları, titreyen ateş böcekleri, eğlenceli fosforlu çubuklar; Emma Welsh kemilüminesanın güzel ve gizemli dünyasını tanıtıyor
Fosforlu çubuk
Resim Erik Solheim’ın izniyle; görüntü kaynağı: Wikimedia Commons
Ateşböcekleri, denizanaları ve fosforlu çubuklar – biri uçar, biri okyanusun derinliklerinde yaşar ve diğeri gece kulüplerinde eğlence sağlar. Bağlantı nedir? Cevap, ışık üreten bazı ilginç kimyasal reaksiyonlardır.
Kemilüminesan, kimyasal bir reaksiyondan ışık üretimidir. İki kimyasal, tepkimeye girerek uyarılmış (yüksek enerjili) bir ara madde oluşturur; bu ara madde, temel durumuna ulaşmak için enerjisinin bir kısmını ışık fotonları olarak salarak (tüm terimler için koyu harflerle yazılmış sözlüğe bakınız) parçalanır (aşağıdaki Şekil 1’e bakın).
A + B -> AB* -> Ürünler + Işık
Uyarılmış ara madde
Şekil 1: Elektron kabukları arasındaki hareket. Eşik (taban) değeri durumunda bir hidrojen atomu. Tek bir elektron n = 1 kabuğundadır. Her kabuğun kendi enerji seviyesi vardır.
Hidrojen atomu bir kuantum (belirli miktarda) enerji emdiğinde, daha yüksek bir enerji düzeyine (kabuk n = 2) yükseltilir ve şimdi uyarılmış (yüksek enerjili) bir durumdadır. Bunu belirtmek için molekülün yanına yıldız işareti (*) koyuyoruz.
Elektron, eşik durumdaki orijinal konumuna geri düşer (kabuk n = 1). Bu süreçte, elektromanyetik radyasyon şeklinde bir enerji paketi (bir foton) serbest bırakılır. Dalga boyu enerji miktarına bağlıdır. Dalga boyu görünür ışık aralığındaysa, elektron geçişi belirli bir rengin ışığı olarak algılanacaktır. Dalga boyu rengi belirler (aşağıdaki Şekil 2‘ye bakınız)
Chemistry Review izniyle
Şekil 2: Elektromanyetik spektrum. Resmi büyütmek için tıklayın
NASA’nın izniyle
Kemilüminesan reaksiyonlar genellikle çok fazla ısı salmaz, çünkü bunun yerine enerji ışık olarak salınır. Luminol, oksitleyici bir madde ile reaksiyona girdiğinde bir ışık üretir; bu reaksiyonun kimyası Kutu 1’de gösterilmiştir.
Adli tıpta kemilüminesanin
Şekil 4: Hemoglobinde Haem grubu
Porfirin halkasının merkezindeki demir atomu (Fe), luminolün reaksiyonunu katalize eder.
Chemistry Review izniyle
Adli tıpta çalışan bilim adamları, suç mahallerinde kanı tespit etmek için luminol reaksiyonunu kullanırlar. Seyreltik bir hidrojen peroksit çözeltisi içindeki bir luminol karışımı, adli bilim adamları tarafından kan olduğundan şüphelenilen alana püskürtülür. Kandaki hemoglobinin “hem” biriminde bulunan demir (bkz. Şekil 4) katalizör görevi görür (Kutu 1’de açıklanan reaksiyon). Oda karanlık olmalı ve kan varsa, yaklaşık 30 saniye süren mavi bir fosfor gözlemlenecektir. Adli müfettişler, olay yerinde kan varlığı için mahkemede kanıt olarak kullanılabilecek fotoğraf filmini kullanarak bu fosforlu parıltıyı kaydedebilirler. (Adli bilimlerle ilgili bir öğretim etkinliği için bkz. Wallace-Müller, 2011.
Demir bir katalizör görevi gördüğünden, yalnızca eser miktarlarda gereklidir, bu nedenle pozitif bir sonuç elde etmek için çok az miktarda kan gerekir. Bu, çıplak gözle görülmese bile kanın tespit edilebileceği anlamına gelir.
Suç mahallinde luminol kullanılması
How Stuff Works’ün izniyle
Luminol kullanmanın dezavantajlarından biri, reaksiyonun olay yerinde bulunabilecek diğer kimyasallar, örneğin bakır içeren alaşımlar, ağartıcı gibi bazı temizleme sıvıları ve hatta yaban turpu tarafından katalize edilebilmesidir. Zeki suçlular kanı çamaşır suyuyla temizleyebilir, bu da kanın delillerini yok eder, ancak halıyı ağartmak insanları suça karşı daha erken uyarabilir. İdrar ayrıca luminolün reaksiyonunu katalize etmek için yeterli olabilen az miktarda kan içerir. Bölgeye bir kez luminol uygulandıktan sonra, orada başka testlerin yapılması mümkün olmayabilir. Ancak, bu dezavantajlara rağmen, luminol, adli bilim adamları tarafından suçu çözmek için bir araç olarak hala kullanılmaktadır.
Gece kulübünde
Şekil 5: Bir fosforlu çubuk nasıl çalışır. Resmi büyütmek için tıklayın
Chemistry Review izniyle
Bir fosforlu çubuğu salladığınızda parlamaya başlar. Üretilen ışık bir kemilüminesans örneğidir (bkz. Şekil 5). Fosforlu çubuk, difenil oksalat ve bir boya (parlama çubuğuna rengini veren) içeren bir karışım içeren bir plastik tüptür. Plastik tüpün içinde hidrojen peroksit içeren daha küçük bir cam tüp bulunur. Dış plastik tüp sallanarak büküldüğünde, iç cam tüp koparak hidrojen peroksiti serbest bırakır ve ışık üreten kimyasal bir reaksiyon başlatır (bkz. Kutu 2). Parlayan bir çubuğun ürettiği ışığın rengi, kullanılan boyaya göre belirlenir (bkz. Kutu 3).
Fosforlu çubuktaki gibi kemilüminesan reaksiyonları sıcaklığa bağlıdır. Sıcaklık yükseldikçe reaksiyon hızlanır (fosforlu çubuğu sıcak suya sokmak harika bir fosfor üretir, ancak oda sıcaklığında olduğu kadar uzun sürmez). Tersine, reaksiyon hızı düşük sıcaklıkta yavaşlar; Bu, fosforlu çubuğun birkaç saat dondurucuda tutulup çıkarılıp ısıtıldığında yeniden parlak bir şekilde parlamasına izin verebilir. Reaksiyon dondurucuda tamamen durmaz, ancak yavaşladığından parlama da zar zor algılanır.
Canlı fosforlu çubuklar
Işıldayan bir ateş böceği
Resim Terry Priest’in izniyle; görüntü kaynağı: Flickr
Hiç gece sahilde yürüdüğünüzde ayaklarınızın etrafında ışık kıvılcımları gördünüz mü? Ya da gece kırsalda bulunduğunuzda ateşböceklerinin uçuştuğunu gördünüz mü? Bunlar biyolüminesans örnekleridir ve derin deniz yaşamının yaklaşık %90’ı da bu garip fenomeni sergiler. Bu organizmalar, birçok yararlı işlevi olduğu için ışık üretmek üzere evrimleşmişlerdir. Parlama, avı yakalamak, kamufle olmak veya potansiyel eşleri cezbetmek için bir yem olarak kullanılabilir.
Hatta bazı bakteriler iletişim kurmak için biyolüminesan kullanır. “Parlayan solucan” terimi, ateş böcekleri de dahil olmak üzere çeşitli böcek türlerinin larvalarını tanımlar; bazıları avcıları korkutmak için parlarken, diğer türler fosforlarını avlarını çekmek için kullanır. Mürekkep balığı ve kabuklu türlerinin, kaçarken yırtıcıları şaşırtmak için biyo-ışıldayan sıvı bulutları salabilen türleri vardır. Okyanusun derinliklerinde yaşayan canlılar, deniz suyu yoluyla iyi bir şekilde iletildiği için esas olarak mavi veya yeşil ışık üretecek şekilde evrimleşmişlerdir. Bunun nedeni mavi ışığın kırmızı ışıktan daha kısa bir dalga boyuna sahip olmasıdır, bu da sudaki parçacıklar tarafından daha gevşek emildiği anlamına gelir.
Şekil 6: Ateşböceği lüsiferin yapısı. Resmi büyütmek için tıklayın
Chemistry Review izniyle (yapı)
Biyolüminesan reaksiyonlar, bir enerji kaynağı olarak ATP‘yi (adenosin trifosfat) kullanır. Işık üreten moleküllerin yapısı türden türe değişir, ancak hepsine lüsiferin genel adı verilir. Ateş böceği lüsiferinin yapısı, soldaki Şekil 6‘da gösterilmektedir. Ateşböcekleri parladığında, lüsiferin, tıpkı Kutu 1‘de açıklanan luminolün kemilüminesan reaksiyonu gibi, bir ışık fotonu bırakarak, temel (eşik) duruma geri düşen, uyarılmış bir kompleks üretmek üzere oksitlenir. Ancak, ateş böcekleri hidrojen peroksit kullanmazlar ve lüsiferini oksitlemek için potasyum hekzasiyanoferrat(III) yerine moleküler oksijen ve lüsiferaz adı verilen bir enzim kullanırlar (bu aynı zamanda genel bir isimdir – lüsiferazlar türden türe değişir).
Aequorin ilk olarak denizanası Aequorea victoria’da keşfedildi
Tipoform / İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin (RSAS) izniyle
Lusiferaz
Lusiferin + O2 → Oksilusiferin + Işık
Bazı denizanalarında bulunan ve kalsiyum varlığında mavi ışık üreten bir protein olan aequorin’i araştıran çok sayıda deney yapılmıştır (bkz. Shaw, 2002 ve Furtado, 2009) ve bu nedenle bu protein moleküler biyolojide hücrelerde kalsiyum seviyelerini ölçmek için kullanılabilir. Bazı bilim adamları, örneğin kendi kendi kendine parlayan Noel ağaçları gibi gelecekte biyolüminesandan yararlanmak için başka fikirler buldular. Bu şaşırtıcı doğal fenomen için başka heyecan verici potansiyel kullanımlar düşünebiliyor musunuz?
Teşekkür
Bu makalenin orijinal versiyonu Chemistry Review‘da yayınlanmıştır ve yayıncı Philip Allan’ın izniyle çoğaltılmıştır. 16-19 yaş arası okul kimya öğrencilerine yönelik bir dergi olan Chemistry Review‘a abone olmak için şu adresi ziyaret edin: www.philipallan.co.uk/chemistryreview
References
- Furtado S (2009) Painting life green: GFP. Science in School 12: 19-23.
- Shaw A (2002) Genetic chess by the light of a jellyfish. Chemistry Review 12(1): 2-5
- Wallace-Müller K (2011) The DNA detective game. Science in School 19: 30-35.
Resources
Author(s)
Emma Welsh, serbest çalışan bir bilim iletişimcisi olup sentetik organik kimya alanında doktora derecesine ve kanser biyolojisi ile ilgili enzimleri inhibe eden ilaçlar üreten tıbbi kimya alanında doktora sonrası deneyime sahiptir.
Review
Bu makale, öğrencileri kimyasal reaksiyonları anlamaları için motive etmenin bir yolunu sunar. Karanlıkta parlayan bir çubuğun neden parladığını merak etmeseler bile, ateşböceklerinin veya denizanalarının nasıl ışık ürettiğini veya suç mahallinde kanın nasıl tespit edildiğini keşfetmeye kesinlikle hevesli olacaklardır. Makale, kimyasal reaksiyonlara bir giriş olarak veya çekici redoks reaksiyonları örnekleri vermek ve ayrıca bir atomun kabuğundaki enerji seviyelerini göstermek için yardımcı olabilir.
Makale, farklı yaş aralıklarına ve farklı konu ve konulara göre uyarlanabilir. 14-15 yaş arası öğrenciler için kimya (atomik yapı ve elektronların kabuklar arasındaki hareketi, kimyasal reaksiyonlara giriş) veya biyoloji (biyolüminesan) öğretmek için kullanılabilir. Bu yaş grubu için öğretmenin makaledeki bilgileri basitleştirmesi ve tepkimelerin ayrıntılarını atlamaması gerekir. 16-18 yaş arası öğrenciler için makale, kimya (redoks reaksiyonları, katalizörler, sıcaklığın ve pH’ın reaksiyon üzerindeki etkisi ve kovalent bağlar), fizik (elektromanyetik spektrum ve fotonlar) veya genetik (genetik mühendisliği) öğretmek için kullanılabilir. Konunun kavranıp kavranmadığını anlamak şu sorular sorulabilir:
- Kemilüminesan nedir?
- Adli bilimciler kemilüminesanı ne için kullanır?
- Biyolüminesanın bazı biyolojik fonksiyonlarını açıklayınız.
- Fosforlu (ışıldayan) çubuğu kullanmadığınız zamanlarda neden dondurucuda tutmalısınız?
- Kendinden ışıklı bir Noel ağacını nasıl yaparsınız?
License